9 Şubat 2011 Çarşamba

Okuma Salonu Çocukları

Değerli Büyüklerim,   
           Doğan her çocuğun, eğer çocuğun zihinsel bir sorunu yoksa,  öğrenme kabiliyetiyle dünyaya geldiği söylenebilir. Ancak, öğrenme her zaman tek yönlü olmayabiliyor. Özellikle, bilgi kaynağının sınırsız olduğu günümüzde canımız, ciğerimiz dediğimiz çocuklarımızı hangi fırtınaların sürüklediğini kestirmek çok zor. Burada  çocuklarımızın,  isteme iğimiz hangi kötü davranışları öğrendiklerini tek tek yazmayacağım .  Ancak, 8 (sekiz) yaşındaki bir kız çocuğunun bally ya da  tiner kullanmayı ne şekilde öğrendiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Bu zavallılara kimler, nasıl böyle bir alışkanlığı edindiriyorlar  Bizler sözde "iyiler" olarak alacağımız yeni arabanın hangi marka  olması gerektiğini  düşünürken, ev, yazlık, kışlık, baharlık,  villa almayı planlarken, geleceğimizi emanet etmeye çalıştığımız gençler bir bir elimizden uçmakta. Artık, "bu çocuk ilköğretimde çok akıllıydı liseye  gelince bozuldu" lafını bile duymaz olduk. Çünkü, melek  olarak doğan çocuklarımız henüz yedi sekiz yaşlarında kötü alışkanlıkların kurbanı olabiliyorlar. Ben de bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Acaba çocuklarımızla yeterince ilgilenmiyor muyuz?             
                   Bu  hislerle bir kaç öğrencimle birlikte bir "Yürek  Seferi" başlattık. İnsanlara iyliği, güzelliği,  doğruluğu hatırlatıcı mekanları artırarak gençliğimizi içine düştükleri bu durumdan kurtarmayı hedefliyoruz. Okuma salonlarının bu soruna çözüm olacağını umut ederek, "Okuma Salonu Çocukları" yetiştirmeyi hayal ediyoruz. Bu bağlamda, Elazığ'da açılan İkra'm Okuma Salonu'nda her Cumartesi öğrencilerimle buluşup okuma etkinliği yapıyoruz. Şu an bu salon, ideal olmasa da uzun vadeli planlarımızın başlangıcı olması  dolayısıyla bizim için son derece önemli. Eğer, okuma salonu olarak ayakta tutarsak, bir iki yıl içerisinde 6,7 yaşlarındaki çocukların  okuma salonlarının gönüllü elçileri olacaklarının hayalini  kuruyoruz. Çünkü, bu çocukların daha o yaşlarda kendilerini  kalabalığa hitap için  okuma salonu kürsülerinde bulacağını düşünüyoruz.              
                  Siz değerli büyüklerimizin bazılarının kıymetli kalemlerinden çıkan kitaplar "Her Yerde Kitap" mottosuyla lokantada, berberde, marangozda , kısaca her yerde görülmeye   başlayacak. Bunun için siz değerli büyüklerimizin, kıymetli fikirlerine ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın  başlattığı " Türkiye Okuyor Kampamyası"  kampanya olmaktan çıkıp "Dünya  Okuyor" gerçeği ne  dönüşebilir. Eminim böyle bir dünyayı hepimiz  istiyoruzdur. Ancak, bunun için zevklerimizden fedekarlık  etmemiz gerekmiyor mu? 400 milyarlık bir arabaya binmek yerine 390 miryarlık bir arabaya binsek, 500 milyona takım elbise almak yerine 300 milyona bir başka takım alsak? Yani sadece bir ödün versek bir hayat kurtaramaz mıyız?                
               Değerli büyüklerim biz bu uğurda bir "Yürek Seferi" ne çıktık, değerli fikirlerinizle , vereceğiniz bir ödünle  yanımızda olmanızı bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder