31 Ocak 2011 Pazartesi

Miras

Çocuklarıma ev, araba bırakmaktansa onlara "okuma alışkanlığı" bırakmayı yeğlerim. 

Her Cumartesi 09:00'da Dünya Okuyor

Her Cumartesi 09:00’da,
Çocuklar istismar edilmesin.
Evler soyulmasın. Silahlar sussun.
Bombalar atılmasın.
İnsanlar ölmesin,öldürülmesin.
KİTAP OKUNSUN...



Yaklaşık 1 yıl önce Elazığ’da okuma salonu olarak açıldım . Açılma aşamasında herkes “ooo çok güzel okumak güzeldir” dedi. Sonra klasik o söz var ya hani. “ Bu millet okumaz”. Sahibim bile neredeyse sabahları bu millet okumaz diyerek içeri giriyordu. Her masanın üzerine kitap konulunca, gelen misafirler masanın dolu olduğunu zannettiler en başta. Sonra, kitapları dirseklerinin altına koymaya, en sonunda bütün sayfalarına hızla bakmaya (leaf- through) başladılar. Gazete,dergi derken yavaş kitap okumaya başladı insanımız.
“Her Cumartesi 09:00’da Dünya Okuyor” diye bir etkinlik başladı. Yaklaşık iki aydır devam ediyor. Ortalama 25-30 civarı lise talebesi ile bir öğretmen, bir mühendis ve bir iki üniversite öğrencisi düzenli olarak geliyor. En çok şu lise öğrencilerinin, özellikle de kız çocuklarının gelmesi mutlu ediyor beni. Başlangıçta ne kadar yadırganmışlardı. Efendim, burada kız çocuğunun ne işi var gibi şeyler duyduysam da şimdi kimse birşey demiyor. Herkes alıştı.
İnsanları etkinliğimize davet ettiğimizde herkes çok beğendi. Ne zaman yapıyorsunuz sorununa 09:00 yanıtı alınca insanların şu yanıtları verdiğini duydum:
-Ya çok güzel ama ben o saatte uyuyorum.
-Biliyorsunuz hafta sonu ailemizle kahvaltı yapıyoruz. Çocuklarla beraber oluyoruz.
- Film çekimim var, sette olmam lazım.
-Mecliste çalışmalarımız olacak.
- O saatte program sunuyorum. Ama retweet yaparım.
-Sen Elazığ’da ben Ankara’da olacağım. Nasıl olacak?
- Okuyalım da ne okuyalım?
-İngiltere ile Türkiye arasında 2 saat zaman farkı var nasıl olacak?
Ben de şöyle diyorum:
-Zaten uyumayalım diye o saate konuldu etkinlik. İnsanın hayatta yapacağı vereceği en basit ödün uykusundan vereceği ödündür. Sen uyurken ayakta olanlar var.
-Ailenle birlikte evinde oku.
-Ne var bir saat ara verseniz, o saatte çekmeseniz ne olur.
-Mecliste okuyun .
-Herkes okuyacağı için sizin bir programınız anlamsız olmaz mı? Retweet için teşekkür ederim.
- Zaten siz Ankara’da ben Elazığ’da gönüllerde buluşalım. Şu an ülkemizin bir çok yerinde, Kıbrıs’ta Çek Cumhuriyeti’nde okuyanlar var.
-Oku yeter ki, ne okursan oku. İster roman, ister hikaye, ister fabl. İster Tevrat, ister İncil, ister Kuran.
- Herkes kendi 09:00’nda okusun.
Tabii sizler bu bahaneleri uydururken, başkaları da kendilerine göre bahaneler uydurabilir. Mesela,
- O saatte hırsızlık yapmam lazım.
- Eşimle kavga etmem gerek.
- Arkadaşlarla birkaç yudum alkol almam lazım vs.
Ben bir noktada buluşmak ümidiyle, SİZİ OKUMAYA DAVET EDİYORUM bu etkinliğimizle. Fazla değil sadece bir saat. 09:00-10:00 arası. Sonra isteyen devam eder.En azından bir saat yaptığımız işlere biraz mola verelim. Gelin “Her Cumartesi 09:00’da;
Tv’ler kapansın.Radyolar sussun. Fabrikalar dursun. Uçaklar kalkmasın.Siyaset yapılmasın. Trafik yoğunluğu olmasın, çevre kirlenmesin. Ağaçlar kesilmesin. Hayvanlar öldürülmesin.Irkçılık yapılmasın. Çocuklar istismar edilmesin.Evler soyulmasın. Silahlar sussun. Bombalar atılmasın. İnsanlar ölmesin,öldürülmesin. KİTAP OKUNSUN.
“Her Cumartesi 09:00’da;
-Obama, Ahmedi Nejad’dan
-Hamas, Natanyahu’dan,
-Bir çingene Sarkozy’den
-Bir asker falanca filanca örgüt üyesinden
- Erdoğan, Kılıçdaroğlu’ ndan ,Bahçeli’den.
Kısaca herkes rakip, düşman gördüğünden emin olsun. Herkes KİTAP OKUSUN. Sadece haftada bir saat mola versek.
NE KAYBEDERİZ?